Bir şeylere başlamak fazlasıyla kolay ve bir o kadar da zor bir iş aslında hele de insan kendine ait bir şeyleri sunacaksa ve aktaracaksa bu durum daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bende o yüzden bu çıkılmaz girdabın içinde debelenmektense içimden geçenleri az çok belli başlı sınırlar dahilinde yazmaya başladım. İlk olan her şey her zaman farklı bir heyecana sahiptir o yüzden unutulmaz olur ilk yapılan her şey belki başarılı olmasa da unutulmaz bir yere sahip olur. Bu yüzden belki bu yazıyı kimse okumasa da ya da birçok kişi okusa da bende her zaman güzel bir hatıra olarak kalacaktır. Başlamak istediğim nokta aslında her şeye bir giriş niteliğinde olsun isterim uzun bir yola atılan bir adım ve aynı zamanda yazının bir sorgulama durumuna sahip olması fazlasıyla önemlidir. O yüzden giriş olarak ne sorusundan başlamak istiyorum çünkü bu soru insan hayatının ilk sorusudur en evrensel sorudur bir tanımlama ihtiyacını belirterek bir öğrenme süreci oluşturabilir ve aynı zamanda bunlar sayesinde de gelişimin ve ilerlemenin anahtarı sayılabilecek nitelikte görünüşte gayet basit lakin barındırdığı anlamlarca büyük bir sorudur.ne sorusu insanın yaşamının başından sonuna dek eşlik eden bir ögedir insan doğuştan gelen bir gelişime açık potansiyele sahiptir ve bunun ilk aşaması da işte bu soruyla başlar insan önce çevresine karşı bir sorgulamaya başlar belirli nesnelerden başlayarak zamanla nesne sayısını ve soru sayısını arttırır ve bu dışadönük sorgulama süreci en sonunda insanın kendi bilincini kendi fark etmesiyle başka bir seviyeye gelir bu seviyede de karşımıza tekrar ne sorusu çıkar bu sefer sorgulananlar daha çok hatta neredeyse tamamı soyut boyut üzerine olur kendi içine dönük bir dönemdir ve belki de insan hayatının en değerli dönemleridir çünkü insan burada sorguladıkları ile gelecek hayatına yön verecektir işte buradan da insanın asıl sahip olması gereken bilginin soyut dünyanın bilgisi olduğunu çıkarabiliriz. Bu sorgulamaların bir yerden sonra varacağı ilk noktalardan birisi ise ve belki de ilk noktası amaç üzerine bir tefekkür halidir. İnsan var olduğu sürece bir içinli cümle kurma hevesindedir daima bir olay için başka diğer bir olayı halletmeye başarmaya çalışır insan için amaçsız bir an yoktur amaç illa çok büyük idealler uğruna olması gerekmez bazen çok basit durumlar içerisinde de amaçlar kurabilir. Bu amaç sorgulamalarının en üst noktası ise hayatın bir amacının olup olmadığı üzerine yapılan sorgulama halidir. Çünkü insanın insan olması ancak bu yaşam iledir sahip olduğu her şey ve kendi varlığı bu yaşama hayata bağlıdır o yüzden insan ilk dönemlerinden beri daima bunun az ya da çok farkında olmuştur ve hep bunun üzerine basit ya da karmaşık şekillerde düşünmüş kafa yormuştur. Bu sorgulamayı bizlerde bende ya da yazıyı okuyan herhangi biride mutlaka yapmıştır çünkü yaşam ve merak insan doğasının yegane taşlarından birisidir ve bu sorgulamada bu iki önemli ögeyi içerdiğinden dolayı daima ilgi çeken bir noktada olmuştur. İşte şimdi bu değerli soruyu tekrardan burda soralım hayatın bir amacı var mıdır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder